Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

ADD ŞUBELERİ, ÇOCUK İSTİSMARI VE ŞİDDETE BİR KEZ DAHA HAYIR DEDİ..

Ümraniye Atatürk Düşünce Derneği,

Ümraniye Atatürk Düşünce Derneği, çocuk istismarlarına dur demek için bugün bir basın açıklaması yaptı. Açıklamaya ADD üyeleri, İstanbul Şube Sorumlusu İhsan Gülek, ADD İstanbul Şubeleri Makbule Kılıç güzeltoprak, Özlem Besler ve Hanife Telli katıldı. Yine açıklamaya Yenişehir Muhtarı Erdal Yiğit, CHP Çekmeköy Belediye Başkan Adayı Seyfettin Yıldırım ile CHP Ümraniye ilçe yönetim kurulu, gençlik kolları, kadın kolları ve üyeleri ile İYİ PARTİ Ümraniye yönetim kurulu üyeleri gençlik kolları katıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Ümraniye Şube Sekreteri Hüseyin Okumuş’un açılış konuşması ile başlayıp Ümraniye Bube başkanı Zeynel Kızılkaya’nın basın açıklaması ve genel yönetim kurulu İstanbul şube sorumlusu Ali İlhan Gülek basın açıklamasıyla devam eden konuşmalarda şunlar dile getirildi:

Çocuk İstismarına Dur De! Bu çağrıyı vakıflara, denetimden uzak yatılı kursların idarecilerine, onların sözde yöneticilerine, öğretmenlerine, dini istismar eden derneklere değil; doğrudan Cumhurbaşkanına, İçişleri Bakanlığına, Milli Eğitim Bakanlığı’na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na yapıyoruz.

Çocuk istismarına “dur!” diyecek, kadınlarımıza şiddeti önleyecek güç onların elindedir. İstismar ve şiddet ne yazık ki her geçen gün artıyorsa sorumlusu da, suçlusu da onlardır. Anayasamızın 41. Maddesi şöyle: Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.

Anayasa açıktır, ancak uygulayacak kurumlar, yani devlet mekanizması üzerine düşen görevi yapmamaktadır. Yasaları uygulamamaktadır ve hatta birilerine yüz vermekte, onları şımartmaktadır. Eğer demokrasiyi sadece araç olarak görürseniz, ulusal egemenlikten, laiklikten, çağdaş eğitimden, insan hak ve özgürlüklerinden gittikçe uzaklaşırsanız, tarikat ve cemaatlerle kol kola girerseniz, onları korursanız, her istediklerini verirseniz, yaptıkları karşısında üç maymunu oynarsanız ve siyaseten onlardan medet umarsanız bu sonuç kaçınılmazdır.

Çocuklarımızı koruyamazsınız, kadınlarımızı koruyamazsınız, ülkemizi, geleceğimizi koruyamazsınız. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk: “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar.” derken, “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.” derken bu tehlikelere dikkat çekmek istiyordu.

Sorumlulara soruyoruz: Ruhsatsız, izinsiz kurslar nasıl açılabilmektedir? Bunların kapatılmamasının ve denetlenmemesinin nedeni nedir? Yanarak ölen, cinsel istismara uğrayan çocukların vebali kimindir? Anayasal, çağdaş bir hukuk devletinde bu soruların yanıtı da, sorumlusu da bellidir. Bizler de suçluları, sorumluları biliyoruz ve takipçisi olacağız. Bu takibi, gözü yaşlı analar, babalar için, şiddete uğrayan kadınlarımız için, çağdaş bir devlet haline gelebilmemiz için, uygarlık için ve en önemlisi vicdanlarımız böyle emrettiği için yapacağız.

Çocuklarımız kindar ve dindar yetiştirme politikası son bulmalıdır. Bu amaçla varlığını sürdüren kurum, kuruluş, vakıf ve dernekler derhal kapatılmalıdır. Çocuklarımızı barış ve sevgi dolu bireyler olarak yetiştirecek eğitim politikaları derhal hayata geçirilmelidir. Çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın bu günlerini, yarınlarını karartan ve hatta yaşam haklarını ellerinden alanlar, yargı önünde hesap vermeli, en üst sınırdan cezalandırılmalıdır.

Buradan Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu savcılarına yaşanan bu acıların tüm sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Bizler, anayasanın gerçek anlamda uygulanması için mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz. Çocuklarımıza gençlerimize, kadınlarımıza kısaca halkımıza, ülkemize ve devletimize sahip çıkacağız. Biz buradayız. Tüm bu olumsuzlukların sorumlularını bir kez daha görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Onlar çağrımıza kulak vermezse, bu olaylara “Dur!” demezse, biz onlara demokratik, yasal ve hukuki haklarımızı kullanarak “Dur!”, “Artık Yeter!” diyeceğiz.

Bütün yurttaşlarımızı bizimle birlikte Türkiye’nin aydınlık geleceğine sahip çıkmaya, Atatürkçü, çağdaş düşünce etrafında örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz!” Son sözümüzü Gazi Mustafa Kemal daha 1925’te söylemişti, ama biz, bir kez daha haykırıyoruz: Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”

Reklamı Geç