Son Dakika
Tarihi bir seçim tiyatrosudur, 21 Temmuz 1946. Oylama açık, sayım gizli yapılmıştır.
Bir vatandaş o günü şöyle anlatır: “Köyümdeydim, 125 seçmenimiz vardı. Hepsi oyunu açık açık kullanmış, tamamı Demokrat partiye oy vermişti. Akşamüzeri bir yüzbaşı geldi. Oyları tasnif etmeye başladı. 125 oy da CHP’ye çıktı. Yüzbaşıya dedim ki “125 kişi açık açık DP’ye oy verdi. Nasıl oldu da bu oylar CHP’ye çıktı?” Ben öyle der demez, karga tulumba tuttular. Vazifesi başında yüzbaşıya hakaret etmişim. Bir ay hapis cezası verip, Bulanık hapishanesine koydular.”
O gün seçimi CHP kazandı. Peki, sonra ne oldu?
CHP bu ayıbını hiç temizleyemedi. Türk Halkı, açık oy gizli sayımı hiç affetmedi. O günü Türk Demokrasi tarihine kara bir gün olarak kaydetti.
Seçmen, bunun cezasını CHP’yi defalarca sandığa gömerek verdi. “Benim sandığıma ve oyuma karışma” dedi.
*******
1983 seçimleri… Darbe sonrası Anayasa oylamasında Halk yüzde 91 ile “evet” dedi. Bu oranı gören Kenan Evren, seçimlere gitti ve Turgut Sunalp’in seçilmesi için baskı kurdu. Seçmen, Kenan Evren’in dayattığını kabul etmek yerine Turgut Özal’ı seçti. “Benim oyuma ve sandığıma karışma” dedi.
********
Ve yakın tarihimizdeki diğer seçimler… Halkımız, ne askerin ne de medyanın dayatmasına boyun eğdi. Sandıklara yapılan en ufak müdahale hep misli ile karşılık buldu. Her seçimde bu sefer “AK Partiyi yendik” diyen Medya, AK Partinin zaferlerini manşete taşımak zorunda kaldı.
Halkımız bu demokrasi sınavlarını hep en iyi şekilde verdi.
*******
Türk halkı şaşılacak şekilde sandığına ve oyuna sahip çıkar. Avrupa’ya, Amerika’ya, demokrasinin beşiği dediğiniz ülkelere bakın. Bir iki ülke hariç tamamında seçimlere katılım oranı Türkiye kadar yüksek değildir. Öğrencilerin yerleşim yeri sorunları, nüfus kayıtlarının seçmen listelerine aktarımının yavaş olması vs. gibi şeylerin önüne geçebilsek, Türkiye demokrasiye katılımın en yüksek olduğu ülke olur. Oyuna ve sandığına bu kadar sahip çıkan başka bir ülke yoktur.
Türk halkı, sandığa değer verir. Politikaları eleştirmek için sokağa dökülüp eylem yapmaz. Tepkisini yıkarak dökerek ortaya koymaz, sandıkta gösterir.
Oy sahip olduğu en güçlü haktır. Oy hakkı sayesinde, siyasiler vatandaşın kapısını çalar, dertlerini dinler. Vatandaş, bu hak sayesinde sorunlarına çözüm bulur.
Bu hakka saygı duymazsan, işte o zaman yanarsın. Seni sandığa gömer. Çünkü iktidara karşı elindeki tek güç budur. Bu hakkı elinden alamazsın. Sandığıyla oynayamazsın.
*********
Şimdi, seçim bitti. Kazanan kazandı, kaybeden kaybetti… Kazanan neleri doğru yaptı, kaybedenin hataları neydi? Bütün siyasiler şapkasını önüne koymuş değerlendirmesini yapıyor.
Hata yapabilirsin. Seçim taktiklerin, hatta adayın bile yanlış olabilir. Kadroların birbiri ile anlaşamamış, tek yürek olamamış olabilir. Ürettiğin politika halkta karşılığını bulamamış olabilir. Son çabaların, atakların işi daha da kötüye götürmüş olabilir. Ancak hiçbiri tek başına, yada birkaç tanesi seçimi kaybetmene yetmez.
31 Mart seçimlerinden sonra, Ak Parti’nin gerekçesi ne kadar doğru olursa olsun, oyların çalındığını ne kadar sık tekrarlarsa tekrarlasın, ne kadar gür sesle söylerse söylesin; halk seçim tekrarını, bir müdahale olarak gördü.
Tarih bu seçimi şu cümle ile özetleyecek;
Türk Halkının sandığına ve oyuna müdahale etmeyeceksin.
Etiketler: Bülent AydoğduİLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
24 Aralık 2020 Köşe Yazıları
29 Kasım 2020 Köşe Yazıları
24 Ekim 2020 Köşe Yazıları
12 Ekim 2020 Köşe Yazıları