Nöbetçi Eczaneler
Ülkemizde “asrın felaketi” olarak kayıtlara geçen 17 Ağustos 1999’daki Gölcük merkezli büyük depremin ardından tam 16 yıl geride kaldı. 16 Ağustos’u 17 Ağustos’a bağlayan gece saat 03.02’de meydana gelen 7.4 şiddetindeki deprem, tam 16 milyon insanı etkiledi. O kara geceden sonra geçen onca yılda deprem güvenliği konusunda bir arpa boyu mesafe kat edemeyen İstanbul için uzmanlar uyarı üstüne uyarılar yapıyor fakat memleket gündeminde sıra depreme bir türlü gelmiyor.
Bundan 16 sene önce yaşadığımız büyük felâketin, 17 Ağustos depreminin yıl dönümü. Resmi rakamlara göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, sokaklarda konuşulan rakam ise neredeyse bunun iki katı. 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi de sakat kaldı. 285 bin 211 konutta ağır, orta ve hafif seviyede hasar oluştu. 500 bin kişi evinden oldu. O gece başlayan sarsıntı, pek çoğumuzun bünyesinde 16 yıldır sürüyor. Ülkemizin en önemli metropol kentlerinden İstanbul’un da deprem kuşağında yer alması hasebiyle yıllardır önemli uyarılarda bulunan uzmanlar ne yazık ki sesini duyurabilmiş değiller. Siyasi çekişmeler ve
Boğaziçi, İTÜ ve Yıldız Teknik’ten bilim adamları Marmara Denizi’ndeki fayların son durumunu inceledi. “İstanbul kıyılarına 8 km açıktaki Adalar fayında 250 yıllık enerji birikti, her an kırılma yaşanabilir” diyerek uyarılarda bulunan Boğaziçi, İTÜ ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bilim insanları Marmara Denizi’ndeki fayları inceledi. Kuzey Anadolu Fayı’nın Adalar kolunda 7’lik depreme hazırlıklı olunması istendi. 100 yıldır sessiz olan Tekirdağ-Şarköy-Çanakkale hattındaki fay da 6’lık deprem için alarm veriyor.
Şimdi akıllardaki soru şu: megakent İstanbul, depreme ne kadar hazır? Binlerce sokağı, yüzlerce caddesi ve mahallesi ile bu büyük kentte imar izinleri depreme ne kadar uygun ve geçmişte yapılan yapılar depreme karşı ne kadar güçlendirildi? Yolar, viyadükler, köprüler ve en önemlisi hastane ile okul gibi halka açık kamu binaları depreme ne kadar dayanıklı? Yerel yönetimler, olası deprem zamanlarında toplanma alanları olarak ayrılan yerlere ne kadar sahip çıktı, bu yerlerde şimdilerde AVM’ler ve yükselen binalar nasıl yapıldı? Bir başka önemli husus; vatandaş deprem bilinci konusunda ne kadar eğitildi? “Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz” diyen Deprem Dede lakaplı Mete Işıkara aramızdan ayrıldı ve İstanbul’un deprem günlüğü de sanki kapandı gibi…
