Kamu görevi yapan yerel basın çalışanlarına çeşitli yollarla baskı uygulamak suretiyle işlerini yapmalarına engel olan STK’sından yerel yöneticisine, Oda başkanından iş adamına herkese çağrıda bulunan Anadolu Yakası Gazeteciler Cemiyeti AYGAD, “İşinize geldiğinde iyi geçindiğiniz yerel basın mensubuna, işinize gelmediğinde hiçbir surette baskı uygulayamazsınız, tehdit edemezsiniz, ekonomik yaptırım uygulamaya kalkışamazsınız” diye sert uyarılarda bulundu.
YEREL GAZETE’nin de üyesi olmaktan gurur duyduğu Anadolu Yakası Gazeteciler Cemiyeti AYGAD, yerel basın sektöründe hepimizin sıkça yaşadığı önemli bir sıkıntıya dikkat çekti. Özellikle İstanbul gibi büyük metropol kentlerde yerel basın sektörü her geçen gün daha da zora giriyor. Yerel gazeteciler bir yandan işini yapmaya çalışırken bir yandan da ayakta kalabilmenin mücadelesini veriyor ve ticari kaygılarla hayatını idame ettirmeye çalışıyor. İşte bu noktada yasal boşlukların da sebep olduğu yerel gazetecilerin yaşam kaynakları iyice pamuk ipliğine bağlanıyor. Bölgemizde de binbir zorlukla işini yapmaya çalışan yerel basın mensuplarımız çeşitli zorluklarla mücadele ediyor. Anadolu Yakası Gazeteciler Cemiyeti AYGAD Başkan Vekili Ahmet Işıkdağ, konuyla ilgili bir basın açıklaması yaparak kamuoyuna önemli mesajlar verdi.
“Son yıllarda gazeteciler üzerinde uygulanan baskılar artarak devam ediyor” diyerek sözlerine başlayan Ahmet Işıkdağ; “Araştırmacı gazeteciliğin neredeyse bittiğini acı bir şekilde söylemekte sakınca görmüyoruz. Eleştirel haberciliği sümen altı etmek için baskılar kullanılmamalı. Bazı haberlerde kanunlar bahane edilerek ifade özgürlüğü engellenmemeli. Gazeteciliğin en önemli görevi; olup biteni halka aktarmak. Vatandaş gerçekleri bilmek zorunda” dedi.
“Hak yiyen, yolsuzluk yapan veya herhangi bir seçime girip kaybeden kişilerin öfkelerini gazetecilerden çıkarmaya çalışmasını da doğru bulmuyoruz” diyerek sözlerine devam eden Işıkdağ şunları söyledi: “Gazeteciler için bu gerçekten endişe verici bir durum. Türkiye’de yürütme ve yargı arasındaki ayrımın belirsizleşmesi endişe verici. Buradan siyasi partilere bir çağrıda bulunuyoruz. Basın ve ifade özgürlüğünü koruyacak yasal düzenleme acil olarak hayata geçirilmelidir. Özellikle bölgemizde gazeteciliğin bazı kesimlerce suç sayıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Hayatın her alanında, herkesin ve her kesimin ihtiyaç duyduğu gazetecilere suçlu gibi davranılmasından derhal vazgeçilmelidir.
Gazetecilik zor ama bir o kadar da önemli bir meslek grubudur. Basın mensupları halkın gelişen olaylardan doğru ve zamanında haberdar olması için çok önemli bir görev üstlendiklerinin bilincindedirler. Bölgemizin basın mensupları da bu görevi yerine getirirken gösterdikleri mesleki duyarlılığın ve yaptıkları çalışmaların bölgemizin tanıtımına ve sosyo-kültürel gelişimine büyük katkı sağladığını görebiliyoruz.
Eskiden gazeteciler “özel haber” için rekabet ederlerdi. Çünkü özel haber gazeteciliğin etkili gücüydü. Günümüzdeki rekabet ise geçim için var. Ancak günümüzde hemen hemen herkesin kendini gazeteci sanması, gerek yerel gerek genel basına büyük bir darbe vurdu. Kendini gazeteci sananlar en ufak bir olayda gerçek gazeteciye başvurmaktan da geri durmuyor. Bölgesel anlamda yerel gazeteciliğin önemi ise çok daha büyük, çünkü yerel gazeteci, yayın yaptığı bölgenin gözü, kulağı ve sesidir. Kısacası kısık seslilerin yükselen sesidir.
Yerel gazetecilerin en önemli sorunlarından biri ekonomik özgürlük. Bu da gönümüz koşullarında pek mümkün görünmüyor. Nedeni ise yerel gazetelerde yayınlanması gereken resmi ilanların genel gazetelerde yayınlanması ve belediyelerin resmi basın bütçelerinden pay alamamaları. Kamuoyuna bilgi aktarmak için gazeteciliği meslek edinmiş kişilerin mesleklerini sürdürebilmeleri için gelir kaynaklarına ihtiyaçları vardır.
Gelir sağlamak içinde reklam ve ilana ihtiyaç duyan gazeteciler esnaf, iş adamları, STK ve esnaf odalarının ilan ve tanıtımlarına ihtiyaç duymaktadırlar. Bazen STK ve esnaf odalarının seçimlerinde de özel ilan ve haber reklam çalışmaları ile kazanç sağlamaktadırlar. Fakat seçimlerde yenilgiye uğrayanlar, yenilgilerinin hıncı gazetecilerden çıkarmak için olmadık dedikodu ve iftira atmaktan geri durmuyorlar. “Satılık kalem, rüşvet yiyen gazeteci, yalaka gazeteci ve çeşitli tehditlerle” bu onurlu mesleği yapan kişi ve kurumları zan altında bırakıyorlar.
Anadolu Yakası Gazeteciler Cemiyeti AYGAD olarak; Üsküdar’dan Tuzla’ya, Adalar’dan Şile’ye, Ümraniye, Beykoz, Sultanbeyli ve Pendik’e kadar Anadolu yakasının dört bir yanında görev yapan yerel basın temsilcilerimizin özellikle bölgelerinde yayın yaparken bu ve benzeri durumlarla baş başa kaldıkları ve baskı gördükleri yolunda bilgiler gelmektedir. Yerel idarecilerimiz başta olmak üzere tüm bölge kamuoyunu ve STK temsilcilerimizi bu konuda daha hassas ve duyarlı olmaya davet ediyor, kamu görevi yapan yerel basın çalışanlarına işlerini yaparken zorluk değil kolaylık sağlamalarını önemle hatırlatıyoruz.”