Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

CUMHURİYETİMİZ 100 YAŞINDA..

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete

Cumhuriyet, egemenliğin kaynağının millete ait olduğunu kabul eden devlet şeklidir. Anayasamızın 1. maddesinin Türkiye’de babadan oğula veraset yoluyla geçen bir devlet başkanlığının geçişini yasakladığını söyleyebiliriz. Hükümet, devlet başkanının ve milletvekillerinin belli bir süre için ve önceden belirlenmiş yetkilerle ve halk tarafından demokratik yöntemlerle, serbestçe veya seçimle belirlendiği bir yönetim biçimidir.

Esasını, halkın egemenliğine ve hukukun üstünlüğüne dayanmasıdır. Bunun ete kemiğe bürünmüş anlamı da, her bireyin Anayasa ile ilişkili ve kanunlar önünde eşit haklara sahip olmasıdır. Demokrasiyle cumhuriyetin aynı şeyler olduğu yolunda yerleşik bir inanç var, Oysa bu anlayış doğru değildir. Yönetim şekli Cumhuriyet olmakla birlikte demokratik olmayan pek çok devlet vardır. Komşularımız Irak ve İran birer cumhuriyettir. Keza eski SSCB de bir cumhuriyet idi. Oysa bu devletlerin demokratikliği pek kuşkuludur.

Önemli olan Cumhuriyetin Demokrasi ve hukukun üstünlüğünden taviz vermeden yoluna devam etmesidir. Bu yönüyle, kimsesizlerin kimi olan bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet ile yönetilen ülkelerde, kendi dinamiklerinden kaynaklanan farklı uygulama biçimleriyle de karşılaşırız.

Gelelim bizim Anadolu Cumhuriyetimize,

Kelimenin tam anlamıyla yedi düvele karşı savaştığımız ve sonunda kazandığımız Kurtuluş Savaşı sonrası 29 Ekim 1923 ‘de Ulu Önder Gazi Mustafa KEMAL ATATÜRK ve dava arkadaşları tarafından İlan edildi.

Atatürk ve dava arkadaşları, bu topraklarda yaşayan bireylerin kendileri için alınan kararlarda söz sahibi olmalarını, kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmelerini istedi.

Genç Türkiye Cumhuriyeti çok kolay kurulmadı. Yokluk içinde nice imkansızlıklarla Türk Toplumu el ele verip bugün de örneğini gördüğümüz Emperyalist kan emici devletlere karşı var oluş mücadelesi yürüttü ve bu eşsiz mücadelesi ile tüm mazlum halklara ilham kaynağı oldu.

Yok oldu denilen bir milletin ayağa kalkışıdır.

Bizim Cumhuriyetimizde, bugün aynı bayrak altında olduğumuz her yurttaşımızın atalarının, dedelerinin hamuru vardır.

Türkiye Cumhuriyeti projesi, bir ayağa kalkma,

Kişinin birey olma projesidir.

Eğitim seferberliğidir, kız çocuklarının okumasıdır,

Ölümcül hastalıklara karşı Hıfzı Sıhha’nın kurulmasıdır,

Köy Enstitüleridir,

Topraksız köylünün hatırlanması, milletin efendi olmasıdır.

Bilim adamına, insanlığa kendini adayanlara saygıdır, hayranlık duymaktır..

Mecellenin yerine kadınlara seçme, seçilme ve eşit miras hakkı tanıyan medeni kanundur,

Kanun önünde eşitliktir.

Kuvvetler ayrılığıdır,

Çağdaşlaşmanın adıdır,

İnsan için kalkınmadır,

İnsan haklarıdır,

Laiklik; inanç özgürlüğüdür,

Cumhuriyet’in vatandaşa sağladığı bir takım haklar vardır:

Yaşama hakkı, kişi dokunulmazlığı, kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve korunması, Yerleşme ve seyahat hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, bilim ve sanat hürriyeti, toplantı hak ve hürriyeti,

Basın ve yayınla ilgili hürriyetler, mülkiyet hakkı, hak arama hürriyeti, temel hak ve hürriyetlerin korunması,

Türk vatandaşlığı, Seçme  seçilme  siyasi faaliyetlerde bulunma hakları, kamu hizmetine girme hakkı, dilekçe hakkı,

Ailenin korunması, Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi, Çalışma ile ilgili haklar, Toplu iş sözleşmesi  grev hakkı ve lokavt, Ücrette adalet sağlanması, Sağlık  çevre ve konut hakkı, gençliğin korunması ve spor hakkı, sosyal güvenlik hakları, tüketici hakları, tarih  kültür ve tabiat varlıklarının korunması,

Bir defa şunu ne olarak kabul edeceğiz, başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde bizim hak ve özgürlüklerimiz biter.

Bu Özgürlüklerimiz, Doğumla başlar, ölümle biter. Evrenseldir. Dünya’nın her yerinde geçerlidir.

Dokunulamaz, devredilemez ve vazgeçilemez özellikler taşırlar.

Tamamı bir bütündür. Bir tanesi bile olmazsa veya kullanılmazsa diğerleri bir işe yaramaz. Sınırlandırılamaz. (Sıkıyönetim, savaş, bulaşıcı hastalıklar, nüfus sayımları gibi olağanüstü durumlarda   yani insan hayatının söz konusu olduğu durumlarda Yaşama hakkımızın dışındaki diğer tüm haklar sınırlandırılabilir.)

Başkalarının hak ve özgürlüklerinin başladığı yerde bizim hak ve özgürlüklerimiz biter.. Her devlet düzenlediği anayasa ve yasalarla İnsan haklarını güvence altına almak zorundadır.

Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Kişilerin özel hayatlarını kendilerinin izni olmaksızın topluma sergilemek doğru değildir.

Herkes haberleşme özgürlüğüne sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Bilgisi ve izni olmaksızın hiç kimsenin telefonu dinlenemez, mektupları açılıp okunamaz. Bunlar yasalarla güvence altına alınmıştır.

Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama hakkına ve yayma hakkına sahiptir.

Basın hürdür, sansür edilemez.

Basın özgürlüğü de insanların fikirlerini gazete, dergi, radyo ya da televizyon aracılığı ile insanlara ulaştırma özgürlüğünü içerir.

Kimsenin konutuna dokunulamaz. Çeşitli nedenlerle, yasayla yetkili kılınmış kurumların yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz.

İnsanların kendi evlerinde rahatsız edilmeden yaşam sürme hakkı Anayasada güvence altına alınmıştır.

Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.

Yaşama hakkı, bütün hakların temelidir. Savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde dahi durdurulamaz, yok edilemez.

Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya muameleye tabi tutulamaz.

Böylece kişinin yaşaması ve vücut bütünlüğü güvence altına alınmıştır.

Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Sağlık hakkı insana beden ve ruh sağlığı içinde yaşama isteme hakkını verir.

Kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. İnsanın kendisini geliştirme ve sahip olduğu hakların bilincine varması eğitim yoluyla olur.

Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.

Seçme ve seçilme hakkı demokratik toplumlarda temel ilkelerden biridir.

Vatandaşlar ve karşılıklı esası gözetilmek kaydıyla Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı ile başvurma hakkına sahiptir. Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin(En geç 60 gün içinde) dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir.

Anayasa’nın hiçbir hükmü Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma hakkını verir şeklinde yorumlanamaz.

Bugün büyük bir gururla 100. Yaşını Kutladığımız Cumhuriyetimiz bugünlere gelene kadar gerek içeriden gerekse dışarıdan gelen bir çok badire atlatmıştır ancak sağlam temelleri sayesinde dim dik ayaktadır.

Çünkü Türk halkı Cumhuriyetine sahip çıkmaktadır.

Halk egemenliğine dayanır demekle olmaz, uygulamaya yansıması esastır, Ülkemizde seçimler Serbest, genel ve eşit oy esasına göre yürütülmektedir.

Cumhuriyet ve Demokrasimize yönelik kimi tehdit ve kalkışmalar olsa da halkımızın o Cumhuriyetimizin değerlerine sahip çıkması sayesinde yoluna daha da güçlenerek devam edecektir.

100 Yıllık birikimi bir dakika olsun unutmadan, “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.” anlayışını güçlendiren;  her yurttaşın adil ve eşit biçimde yaşadığı, sosyal, ekonomik ve kültürel olarak güçlendirildiği, bilime sanata önem verildiği, üstünlerin veya bir avuç zümrenin yerine halkın menfaatini dikkate alan siyasi anlayış ve hukukun üstünlüğü için durmadan çalışmalıyız.

Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bugün koltukta oturanların, hedef 2023 demek dışında doğru dürüst bir hazırlık yapmadıklarını üzülerek izliyoruz.

Ama olsun, birileri ne yaparsa yapsın, bizim Cumhuriyetimiz halkımızın mücadelesinin kazanımıdır, ülkemizin dört bir yanındaki halkımız Cumhuriyetimizin kazanımlarına, yaşam biçimine  sahip çıkıyor, etkinlik düzenliyor, o coşkuyu yaşıyor ..

Yaşasın Genç Çınarımız Cumhuriyetimiz.. Nice Yüz Yıllara… Yusuf ERCİYAS

Reklamı Geç