Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“İki Fethin İki Kahramanı”

Tarih bazen tek bir mermiyle, bazen tek bir cümleyle yazılır.

Tarih bazen tek bir mermiyle, bazen tek bir cümleyle yazılır. Ve bazı şehirler vardır ki onların kaderi sıradan değildir. Onlar ya efsaneyle başlar ya da destanla biter. İstanbul, işte tam da bu şehirlerden biridir.

1453… Top sesleri yeri göğü inletirken, surların ardında bir çağ yıkılır. Atının üzerinde dimdik bir genç durur: Fatih Sultan Mehmet. Yirmi bir yaşında ama yüreğinde bin yılın kararlılığı. “Ya ben İstanbul’u alırım, ya İstanbul beni” der ve adını tarihin en kudretli liderleri arasına kazır. Surlar yıkılır, zincirler kopar, Ayasofya’nın kubbesinde ezan yankılanır. Sadece şehir değil, bir çağ fethedilir.

Ama tarih ne kadar ihtişamlıysa, düşman da o kadar sinsi olur. Yıl 1918. Bu kez İstanbul, zırhlı gemilerin gölgesinde boynu bükük. Vatanın kalbine hançer saplanmış gibi… Surlarda değil ama gönüllerde yıkım var.

Ve o sırada, bir silüet belirir Kartal II İstimbotu’nun güvertesinde. Elinde kılıç yok, ama bakışları barut gibi: Mustafa Kemal Atatürk. Boğaz’da dizilen düşman zırhlılarına bakar ve tek bir cümleyle yeni bir destan yazar:
“Geldikleri gibi giderler.”

O an, İstanbul ikinci kez fethedilmiştir aslında. Savaş daha başlamamıştır ama zaferin kararı verilmiştir. İşte o kararlılık, o özgüven, bir milletin yeniden doğuşudur.
Sakarya’da şahlanır, Dumlupınar’da kükreyen top seslerinde yankılanır. Ve en sonunda, o demir zırhlılar sessizce çekilirken İstanbul limanından, tarih tekrar ayağa kalkar.
Fatih surları yıktı, Atatürk zincirleri kırdı.
Biri çağı kapattı, diğeri esareti sonlandırdı.

Ey okur, gözlerini kapa ve hayal et: Biri atının üzerinde, diğeri istimbotun güvertesinde… Ve ikisi de aynı şehre âşık! Aynı şehri özgür görmek isteyen iki büyük kumandan…
İstanbul, sen ne kutlu bir emanetin adısın!

Bugün bu topraklarda özgürce yazıyor, konuşuyor, seviyorsak; o genç sultanın, o mavi gözlü komutanın omuz omuza verdiği mücadele sayesinde. Biriyle çağ açtık, diğeriyle zincir kapattık.

Ve unutma: İstanbul iki kez fethedildi…

İlkinde bir çağ diz çöktü, ikincisinde bir millet ayağa kalktı.
Biri surları yıkıp tarih yazdı,
Diğeri zincirleri kırıp kader çizdi.

Fatih’in kılıcı ne kadar keskinse, Atatürk’ün sözü o kadar derindi.
Biri toprağı aldı,
Biri ruhu kurtardı.
Ve ikisi de bu millete, bu şehre, bu bayrağa
Ölümsüz bir zafer armağan etti.

O yüzden bugün İstanbul’a bakarken, sadece bir şehir değil, iki büyük fetih, iki ölümsüz kahraman gör!

Reklamı Geç