Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

YAZI UNUTTURANLARA YAZI..

Yaz, bizim coğrafyada sadece bir mevsim değildir. Bir hafıza, bir

Yaz, bizim coğrafyada sadece bir mevsim değildir. Bir hafıza, bir duygudur. Şeftali kokan sabahlar, çocukların deniz kenarına çizdiği hayaller, balkonlarda edilen kahkahalar demektir. Bir dilim karpuzun ferahlığında hayatı hatırlamak, akşamüstü serinliğinde yaşama sevinci bulmaktır. Yaz, aslında en çok da umut demektir.

Ama bu yaz başka.
Bu yaz, sıcağın altında soğuyan hayatların yazı.
Deniz aynı yerde duruyor ama ulaşmak artık hayal.
Tezgâhta duran çilek, kiraz, şeftali; artık sadece bakılan, alınamayan birer vitrin süsü.
Şeftalinin kilosu 175 lira, kiraz 400 lira..
Bir zamanlar çocuklara tabakla sunulan meyveler, şimdi birer sembol:
Yoksulluğun, adaletsizliğin ve sessizliğin sembolü.

Bir yaz mevsiminin bu kadar ağır gelmesi neyle açıklanır?
Güneşin bu kadar yakması değil mesele;
Asıl mesele içimizi ısıtacak hiçbir şeyin kalmamış olması.

AKP iktidarı, bu ülkenin yalnızca ekonomisini çökertmedi.
Bu halkın yaşama sevincini, mevsimlerini, hatta hayal kurma hakkını elinden aldı.
Bir zamanlar “herkesin hakkı” olan şeyler —deniz, tatil, meyve, kahkaha—
Bugün birer ayrıcalığa dönüştü.

Eskiden yazlık hayali kuran insanlar,
Bugün sadece bu yazı atlatmanın hesabında.
Çocuklara bir dondurma alırken iki kez düşünen anne-babalar,
Geceleri sadece serinliği değil, geçim derdini bekliyor pencerelerde.

Evet, belki ömrümüzde kaç yaz kaldı bilmiyoruz.
Ama şunu biliyoruz:
Bu yaz, bize ait değil.
Bizi yansıtmıyor.
Bizi yaşatmıyor.
Ve yaz gibi yaşanması gereken bir ülkeyi,
Kışa mahkûm eden bir zihniyetin eseridir bu tablo.

Ama tarih de coğrafya da bilir ki:
Kara kışın ardından bahar gelir.
Baharın ardındansa yaz, yeniden doğar.
Bu topraklarda ne ilk buhran bu,
Ne de son umut.

Evet, siz bu ülkenin yazını unutturdunuz.
Ama biz yeniden hatırlayacak kadar diriyiz.
Çünkü biz, güneşi sırtında taşıyan insanlarız.
Denizi düşlerinde büyüten çocuklarız.
Ekmek kadar adalet, su kadar özgürlük isteyen insanlarız.

Ve biz unutsak da…
Yaz unutmaz.
Güneş, her sabah yeniden doğar.
Siz istemeseniz de…

Kurban Bayramı’nın; Adaletin gerçekten yerini bulduğu bir ülkeye, sofralarda yalnız ekmeğin değil, huzurun da paylaşıldığı günlere ve yorgun yüreklerimize biraz olsun ferahlık taşımasını diliyorum.

Bayram; sadece kesilen kurban değil, aynı zamanda kırılan kalpleri onarmak, unutulan değerleri hatırlamaktır.

Dilerim bu bayram, bizi birbirimize daha çok yaklaştırsın;

Merhametin, dayanışmanın ve insanca yaşamanın yeniden yeşerdiği bir eşiğe dönsün.

Tüm halkımızın bayramı kutlu, yüreği umutla dolu olsun.